Bugünkü iletişimcilerin talihsizliği yönetimde söz sahibi olamamaları

 

Campaign Türkiye

Campaign Türkiye ile yapmış olduğum ve Kasım 2018 sayısında yayımlanan söyleşinin tamamını buradan okuyabilirsiniz. 

Campaign Türkiye Kasım 2018

“…Sektör olarak baktığımda Türkiye ile dünyanın gündemi arasında ciddi bir fark göremiyorum. İş dünyasına karşı bir güven bunalımı var.

Kapitalizmin Ergenlik Çağındaki Çocuğu; İmmigirasim

Kapitalizm kimin çıkarına hizmet ettiği tartışma dışı kalmış bir bukalemundur! Yoksulluğun ve gelir-gider farkının simgesi olan %1 ile tescillenmiş kapitalizm olgusunun mirası -diğer fenalıkları şimdilik bir kenara bırakacak olursak- üç temel başlık altında bu yüz yıla devredildi. 

İlki tabii ki paranın ahlak, etik ve vicdan kavramlarını halının altına süpürüp bir “değer”

Büyüyünce Ne Olacaksın?

1970 ve 1980’ler işletme, pazarlama, marka ve bu kavramlarla yan yana geldiğinde “şık” duran alanlarda eğitim almak için herkesin birbiri ile yarıştığı yıllar olarak tarihe geçti. Daha sonra bilgisayar, bilişim, endüstri mühendisliği gibi alanlar “büyüyünce ne olacaksın” sorusunun cevapları arasındaydı. “Doktor, mimar, mühendis” olacağım şeklindeki -olmayacağımızı bildiğimiz halde- cevapların modası zaten geçmişti ve bizim kuşağın ezberini bile bozmaya yetmiyordu.

Güzin Ablanın Yeni Dertleri!

Sevgili Güzin Ablacım, Ben yıllardır terlik üretirim. Küçük bir atölye ile başladık bu işlere, sonra babamdan devraldım işleri büyüttüm. İhracata falan da başladık.  Amerika Birleşik Devletleri’ne doğru yürümekte olan Guatemalalılar gibi kitlesel göç hareketi içinde bulunanları potansiyel bir pazar olarak görmeli miyim?

Sevgili Güzin Ablacım,

Ekonomik Krizlerde Markaların Almaya Cesaret Edemeyeceği Kararlar

Ekonomik krizler dünya durdukça, insanoğlu ihtiyaçlarını karşılamak için çareler aradıkça birlikte yaşamak durumunda olduğumuz gerçekler. Dünyanın hangi coğrafyasında yaşıyor olduğumuz bu gerçeği değiştirmiyor. Çoğunlukla finans odaklı nedenlerin şirketlere ve markalara musallat olduğu ekonomik krizler aslında yine aynı nedenlerden kaynaklanan bir üreme sistemi içinde. Yani, finansal beklenti, fırsatçılık, regülasyon yetersizliği,

En Mutlu Çalışanlara Sahip Şirketler

“Mutlu çalışanlar” meselesi iş dünyasının gündemini özellikle son 30 yıldır meşgul ediyor. Daha öncesinde çalışanların mutluluğu ile ilgili bir gündem “komik” karşılanıyordu. Ama zaman içinde rekabette fark yaratanın “aslında çalışan” olduğu tezi tartışılmaya başlandı. Bu yüzden “personel” birimleri “insan kaynaklarına”

Satmak isteseniz Nobel Ödülü Kaç Para Eder?

Arka arkaya denk geldi ama bir Nobel bilgisi daha var elimin altında. Paylaşmadan edemedim.

Atom altı parçacığı olarak bilinen “Higgs Bozonu” için “Tanrı Parçacığı” ifadesini ilk kez kullanan fizikçi Leon Lederman’ı geçtiğimiz günlerde kaybettik. 

Deneysel fizikçi Leon Lederman’ın 96 yıllık yaşamı içinde bir de Nobel Fizik Ödülü var.

En İtibarlı Ödüllerin İtibarı

 

İtibar meselesinin en kaypak zeminlerinden birisi “ödüllerdir”. Ne ironi ama! İtibarınızı taçlandırmak için ödül alınır ama gün gelir aldığınıza, alacağınıza pişman olursunuz! Çünkü ödülün ve ödülü verenin itibarı yoktur. Bir de “parası” karşılığı alınan ödüller vardır ki bunlar da aynı kategoride değerlendirilir. Göstermelik de olsa bir takım kriterler vardır ancak ödülü almanız için bir ödeme yapmak durumundasınızdır.

Yeni Nesil Sosyal Sorumsuzluk!

Günümüzde olur olmaz her şeyin başına bir “yeni nesil” – ne demekse- sözcüğü eklenir oldu ya. Ben de bu moda kavramın gerisinde kalmayayım dedim. Yeni nesil okul, yeni nesil kahve, yeni nesil meyhane, yeni nesil kitapçı, yeni nesil spor… Yeni nesil müzayede bile var. O zaman benim de yaşamın kendisine karşı olan sorumlulukları umursamadığımız gerçeğinden hareketle “Yeni Nesil Sosyal Sorumsuzluk” diye bir şey uydurma hakkım var diye düşünüyorum.