Sign up with your email address to be the first to know about new products, VIP offers, blog features & more.

Ekonomik Krizlerde Markaların Almaya Cesaret Edemeyeceği Kararlar

Ekonomik krizler dünya durdukça, insanoğlu ihtiyaçlarını karşılamak için çareler aradıkça birlikte yaşamak durumunda olduğumuz gerçekler. Dünyanın hangi coğrafyasında yaşıyor olduğumuz bu gerçeği değiştirmiyor. Çoğunlukla finans odaklı nedenlerin şirketlere ve markalara musallat olduğu ekonomik krizler aslında yine aynı nedenlerden kaynaklanan bir üreme sistemi içinde. Yani, finansal beklenti, fırsatçılık, regülasyon yetersizliği, küresel piyasalardaki oyun kurma sistemleri ve daha sayabileceğimiz finansal odaklı birçok girdi ekonomik kriz adı altında ana yemek olarak masaya servis ediliyor. Finansal odaklıların yanında doğal afetlerin, iklim değişikliğinin, açlık, savaş, yoksulluk gibi başlıklarla ekonomik kriz başlığı altında tanık olduklarımızı ayrı bir inceleme konusu yapmak gerekiyor.

Şirketler ve markalar açısından ekonomik krizin karşılığı “pusulanın kaybolmasıdır”! Hayat normal devam ederken, rekabet sizi bir yerlere sürüklüyor ve siz güvence altında kalabilmek için avucunuzun içinde bir pusula ile akşamları rahat uyuyabiliyordunuz. Ama, krizler olağanüstü dönemler ve yarın sabah hangi sürpriz ile uyanacağınızı bilemezsiniz. Çünkü pusula bir yerlerde düşmüştür veya artık size ait değildir!

Bu nedenle aşağıdaki başlıklar altındaki kararları ekonomik krizlerde hiçbir yönetici almaz, alamaz! Bunlara sizler de ekleme yapabilirsiniz ama işin özü, ekonomik krizin sürüklediği belirsizlik zaten “günü nasıl kurtaracağız” meselesi iken kimse bu soruları da tartışmaz!

Biz de bu soruları sorarak “günü kurtarmış” olalım

Çalışanların maaşları ve sosyal paketlerinde iyileştirmeler yapmak…
Ekonomik krizlerde ilk yapılan işlerden biri çalışan sayısını azaltmaktır. Yıllarca eğitimleri, gelişimleri ve kariyerleri için büyük yatırım yapılan çalışanlarla yolları ayırmak yerine onların maaşları ve sosyal paketlerinde iyileştirmelere gitmek söz konusu olabilir mi?

İnovasyon çıktısı yeni teknoloji ve hizmetleri rakipleriniz ile paylaşmak…
Ekonomik krizler inovasyon kültürünü yeşertmek için mucize fırsatlar barındırır. Daha önceden başlamış çalışmaların hız kazanmasını sağlar. Bir kısmı da sonuçlanabilir. En baş rakibinizle yenilikçi ve yaratıcı buluşçuluğunuzu paylaşıyor olmak, uzun vadede bu işi tek başınıza yapıyor olmanızdan kat kat fazla kazanç getirecekse kapısını çalar mısınız?

Lokomotif ürünün özünü değiştirmek…
Gerçi ekonomik kriz falan yoktu ama Coca Cola bir kere denedi bunu. Orijinal lezzeti değiştirdi ve büyük bir tüketici tepkisi aldı. Hemen orijinal tada geri döndüler. Aslında büyük bir başarısızlık olması gerekirken beklenilmeyen bir “başarı” olarak tarihe geçti ana ürün ile oynamak. Tüketiciler “Biz orijinal Coca Cola istiyoruz” diye gösteri bile yaptılar. Belki ekonomik krizin içinde kapının önünde sizi bekleyen de böyle bir fırsattır.

Boş beyaz kâğıda yönetim kurulu başkanının imzasını atıp sınırsız sayıda çoğaltıp, dağıtmak…
Gerçekten yapabilir misiniz?

150 tane zeytin ağacı dikmek…
Burada adet önemli değil ama yaşanmakta olan krizin yüzlerce yıl yaşayacak olan bir zeytin ağacı kadar önemli olmadığını kendimize göstermek önemli olabilir.

Bu kararları ekonomik krizlerde değil normal zamanlarda da kimse almaz, alamaz! Ama ekonomik krizlerin farklılığı yakın veya uzak gelecekle ilgili tahminlerin toptan yok olmuş olması ve bir gelecek “körlüğü” yaşanıyor olmasıdır.

Bu kararlardan herhangi birini alan ve uygulayan bir şirket ister istemez kendini yeni bir gelecek yönetimi gündemi ile donatır. Yani yeni bir pusula ile buluşur! O pusula da ekonomik krizin üstesinden gelir!

 

(*) Brandmap dergisi Ekim 2018 sayısında yayımlanmıştır.

Henüz yorum yok.

Ne düşünüyorsun?

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir