Sign up with your email address to be the first to know about new products, VIP offers, blog features & more.

You are viewing Genel

Dünyayı Sanat Kurtaracak

012Geçen hafta İstanbul’da kaldığım otelden çıkar çıkmaz okumadan geçme ihtimalim olmayan bir afiş beni farklı bir yerlere taşıdı.  “Dünyayı savaş değil Sanat kurtaracak” yazıyordu. Hafta boyunca İstanbul’da düzenlenmesi planlanan sanatsal etkinliklerle ilgili bir duyuru idi.
Maalesef etkinlikleri  izleyemedim. İzmir’e geri dönmek zorundaydım. Ama iki not almışım kendime. Bir tanesi,

İtibar Yönetimi Üzerine Aforizmalar

Son zamanlarda -özellikle tam zamanlı Alaçatılı olduğumdan bu yana- yakın çevremdeki arkadaşlarımdan, dostlarımdan, meslektaşlarımdan gelen talepler üzerine itibar yönetimi ile ilgili az-öz yaklaşımlarımı 2006 yılında Mediacat yayınlarından çıkan İtibar Yönetimi; İtibarınızı Yönetmekten Daha Önemli Bir işiniz Var Mı? kitabından yaptığım alıntılarla paylaşmak istedim.

İtibar Açlığı

Günlük yaşamda itibar kavramıyla iki temel alanda karşı karşıya kalırız.

Kedilerin itibarından Kaliforniya’nın su kesintilerine

Kediler kedi olalı hiç “Kara Salı” olarak tarihe geçen elektrik kesintilerinin olduğu günkü kadar itibar görmediler!
Şımartılmadılar.
Önemsenmediler.
Sosyal statüde bir aslanın bile kıskanacağı seviyeye geldiler!
Sosyal medya üzerinden dönen şakalar, espriler, görseller aslında ne kadar ciddi bir sorun ve hatta tehlike altında olmamıza karşın içimizdeki yaratıcılığı nerelere kadar taşıdı
Kediler üzerinden dönen “geyik”

Bir “numaradan” ibaret olacağımız günler ne kadar uzak?

Facebook, Twitter ve Youtube yasakları ile birlikte günlerdir yazmak için bir kenarda duran blog yazısı notuna gözüm ilişti; başlıkta olduğu gibi not aynen şöyleydi; “Bir numaradan ibaret olacağımız günler ne kadar uzak?”
İsimlerimizin, soyadlarımızın anlamının giderek kaybolmakta olduğunu acaba bir tek ben mi gözlemliyorum!
download (1)TC kimlik numaramız yaşamın yönetilmesinde artık en ön sırada değil mi?

Suyu çıkmak üzere olan sosyal sorumluluk!

Capital Dergisi on yıldır “kurumsal sosyal sorumluluk” ile ilgili bir dosya çalışması yapıyor. GfK’nın konuyla ilgili araştırmasının sonuçlarını yayımlıyor. Bu yıl da, derginin Mart sayısında Kurumsal Sosyal Sorumluluk alanında “başarılı” şirketleri, “projeleri” ve “liderleri” görebiliriz.

Her 9 kişiden birinin “

Repuception! Ya da elmanın yarısı…

Repuception! Benim uydurduğum bir kavram. 1990’lı yıllarda halkla ilişkilerin tükenmişliği ile sıkıntılar yaşarken bir Londra seyahatim sırasında “Reputation” ile “Perception” ı evlendirmek gelmişti aklıma. İletişim yönetiminde gelinebilecek en üst nokta idi benim için. Çünkü hem itibar hem de sırtını itibara per management rep managementdayamış algı doruklarda olabilirdi… O dönemde özellikle uluslararası PR network’leri arasında kıran kırana bir savaş vardı.