Sign up with your email address to be the first to know about new products, VIP offers, blog features & more.

Havaalanlarında utanç kuyrukları uzayacak!

Benim “Nobel Barış Ödülü” adayım TBMM Ateşli Silahlar Alt Komisyonu Başkanı!

Toplumsal huzura,
Barışa,
Hoşgörüye,
Sevgiye ve bunların hammaddesi olan
Bir yaşama nasıl kavuşabilirizin izini sürerken…

Meclis alt komisyonundan geçti; yeni ateşli silahlar kanun tasarısı…

18’indeki herkes silahlanabilecek artık…
Herkes, bir değil, iki değil, üç değil beş silah alabilecek!
Birini değil ikisini birden üzerinde taşıyabilecek…
Tam teşekküllü bir hastane raporuna da gerek yok!
Eski sabıkalılarda özledikleri silahlarına kavuşabilecekler!

Dahası…
Silahçılar “benim silahımı alın” diye internette reklam bile yapabilecekler!

Her 10 kişiden birinin,
Ruhsatlı veya ruhsatsız bir ateşli silaha sahip olduğu ülkemizde
Milletin Vekilleri bu sayıyı yeterli görmüyorlar!
Daha da silahlanmış bir toplum özlemi içindeler…
Sonra da taş atan, yumurta atan çocuklara kızıyorlar!

Kim, kimden neden korkar?
Bu korkusunu belindeki tabanca ile yenebileceğine nasıl inanır?
Herkesin belindeki silahın bir gün kendisine de doğrultulabileceğini nasıl düşünemez!

Fikir ve bilgi üretemeyen toplumların çaresizliğinin, ezikliğinin simgesi olan beldeki tabancalar yılda ortalama “günahsız” 4 bin yurttaşımızın canını alıyor.

Çağdaş dünya, silahsızlanmanın çarelerini ararken, bizler daha nasıl silahlı olabiliriz idiye kanun tasarısı hazırlıyoruz…

Hasretlebu yasanın çıkmasını da bekleyenler var tabii. Bakın internet ortamlarına nasıl da iştahla bu kanunun Meclisten geçmesini bekleyenlerin ağzının suyunun aktığını görüyoruz.


“at, avrat, silah“…

bu coğrafyanın yazgısı mı?
bilim, teknoloji ve yaşam kalitesinin karşılığı mı?

Bu tasarıyı hazırlayanlar Yeni Zelanda’da “oyuncak silah” isteyen çocukların aileleri ile birlikte polise gidip oyuncak silah ruhsatı almalarının zorunlu olduğu bir dünya gerçeğinin farkındalar mı?

Daha ismini bile web sayfasına doğru dürüst yazmaktan aciz bir de dernekleri var. Bunlara göre “Silah ; insan hak ve özgürlüklerini, Doğayı ve çevreyi korumanın, Barışı sağlamanın TEMİNATI” imiş!

Silahlanmış bir toplumun 1970’lerdeki acı bilançosunu vicdanımızda dindirebildik mi? 5 bini aşkın gencimizi ateşli silahların namlularından çıkan kurşunlarla toprağa vermedik mi?
Düğünlerde, şampiyonluk kutlamalarında masum, güzel yüzlü daha çocukluğunu yaşayamamış fidanlar için döktüğümüz göz yaşları dindi mi?

İşte havaalanlarında…
Silah teslim masaları…
ve
Bunların önündeki utanç kuyrukları …
Bıyık altı gülümsemelerin eşliğinde teslim edilen silahlar …

Bu silahların
Bilgiden, fikirden üstün olduğu zannı ile
Kendini koruyacak dürtüsünün çaresizliğine sığınmış insanlar …
Kuyruktalar!
Hatta, önünde silahını vermekte olanın

Günün birinde trafikte kendisine yol vermediği için karısının gözleri önünde canını alacağının bilinçsizliği içinde “sırıtmaktalar”…
Kuyruktalar!
Siz de gülün, uzaktan, bıyık altından…
Utanç kuyruğunda sıraya girmiş
Kendini yaşamın kuyruğunda hissettikleri için
Üçer, beşer tabancalarına sarılanlara…

 

9 Responses
  • Victor Ananias
    Aralık 16, 2010

    Eline sağlık Salim, biraz önce yazdığım yorum bir bağlantı sorunundan yok oldu. Kurşun ile ölmüş bir insan gibi, ama fikirlerimi tahmin ediyorsundur, silah ile ancak insan’ın korkularının ve yaradılışa karşı isyanını açık ettiğini düşünüyorum. Belki birilerinin silah taşımak için gerçekten aklıma hiç gelmeyen bir bahanesi vardır ama bu durumda dahi bunu toplumsallaştırmak, hele hele iyilik, erdem, hoşgörü, hizmet aşkı ile donatılmamış bir birey silah ile donatılırsa… Bence iyi olmaz.

  • YILMAZ MEN
    Aralık 16, 2010

    Eline, diline sağlık kardeşim. Neyin peşinde bu insanlar diye sormak galiba aşırı saflık olur. Sanırım biz ve bizim gibiler yanlış adreste ikamet durumunda. Hal böyle olunca, çareler üretmek ve bulacağımız yöntemlerle sonuç peşinde koşarak buraları doğru adrese döndürmemiz gerekiyor, kendimiz için beceremesek bile çocuklarımıza bunu borçluyuz diye düşünüyorum. Bu günkü haberlere göre sanırım tasarı bu dönem gündeme getirilmeyecek ve kadük olacakmış. Umarım bu planlı bir geri çekilme değil, aksine sen ve senin gibilerin değişik mecralarda ses vermesinin sonuçlarıdır. Ülkemizin doğru ve iyi düşünen insanlara çooook ihtiyacı var… Sen ve senin gibilere…..Ses vermeye devam…..

  • Burçin Sonuçar
    Aralık 16, 2010

    Salim Bey,

    Ellerinize sağlık…Durumu açıkça ortaya koyduğunuz kelmelerinize sağlık. İnsiyatif alamayan, özgüveni olamayan, konuşmasına izin verilmeyen, hatta karar alamayan yeni nesillerin yetişmesi için yeni bir araç olarak yorumlamaktan başka söylenecek söz yok. Silah nasılsa, özgüveni de insiyatifi de beraberinde getirecektir. Konuşmalarına da, yorum yapmalarına da gerek kalmayacaktır. Kısa yoldan herşeyi net olarak söyleyebilecek yeni nesiller için… Yazık…

  • Filiz Demirayak
    Aralık 16, 2010

    Bu inanılması güç yasa tasarısına karşı neden bir kampanya başlatamıyoruz, bu beni çok üzüyor. İyi ki yazdınız, elinize aklınıza sağlık…

  • Fuat Türker
    Aralık 16, 2010

    Teşekkürler…

    Dün TV’nin bir kanalında alt komisyon başkanı ile röportaj vardı ve evlere şenlikte..Kendilerini inanılmaz haklı çıkarıyorlar, biz bir şey yapmıyoruz, tam tersi toplumu güven altına alıyoruz diyorlar. Silah bir kültürmüş..!! TR’nin geldiği nokta çok üzücü ve birşeyler yapmak gerekiyor, Filiz Hanım’ında dediği gibi bir karşıt kampanya başlatmak lazım mutlaka..

    Ne düşünüyorsun?

    E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir