Sign up with your email address to be the first to know about new products, VIP offers, blog features & more.

Ekşi Çikolata

Yaşamımızın dört bir yanını sarmış olan çikolataların ne kadar ”ekşi” olduğunun farkında mıyız?
O güzelim ambalajlarda keyfimizle harmanlanmayı bekleyen sonsuz çeşitteki çikolatalı ürünlerin damak tadımızda aslında ne kadar “ekşi” bir tat bıraktığını biliyor muyuz

forbes.com

Aşkların, sevdaların simgesi olması gerekirken…
Yaşamı güzelleştiren hazların damaktaki tadı olacakken…
Her bir parçasında anılara olan yolculukları simgeleyecekken…
Dostlukların, kardeşliklerin, sevgililiklerin buluşma noktası olacakken…
“Tatlı yiyelim tatlı konuşalımın” anlatımı olacakken…
Ekşimiş çikolata ile baş başayız.
Çünkü her bir parçasının arkasında yürek burkan öykülerle geliyor o çikolatalar önümüze.
Aslında çocuklar çikolatayı çok severler. Çikolata da çocukları… Ama ekşimiş çikolataların öyküsü bilindiğinde çocuklar pek de sevmeyecekler kendilerini çok seven çikolatayı!

vibeghana.com

Çünkü, kakao tarlalarındaki çocukların “esaretini” anlatıyor çikolatalar.
Daha 8-10 yaşlarında ailelerinden kopartılan; dilini, kültürünü hiç bilmedikleri ülkelere gönderilen çocukların “yok paralara” günde 16-18 çalıştırıldıklarını anlatıyor o cicili ambalajlar… Bir çoğu ailelerinden “satın” alınıyor! Komik paralara…
Batı Afrika kıyılarındaki kakao tarlalarında böyle çalışmak zorunda kalan 400 bin çocuktan ve onların yorgunluktan uyuyamadıkları gecelerden geliyor bu “ekşi” esintiler…
Kakao tarlalarında çalışıyor olmalarına karşın hiçbir zaman bir çikolata tatmak onlara nasip olmayacak! Hiçbir zaman bir okula gidemeyecekleri gibi…
Kendi istekleri ile yaşları ilerlese de “ayrılma şanslarının” aba altından sopa gösterilerek bastırıldığı bu tarlalarda kendi boylarından büyük kakao çuvallarını gün boyu çekip çekiştirerek depolara nakleden çocukların öyküleri var ekşimiş çikolatalarda.
Büyük üreticilerin “valla her şeyi düzgün yapmaya söz veriyoruz” dedikleri halde altına imza attıkları uluslararası sözleşmelere on yıldan fazladır uymadıkları gerçeği var birbirimize hediye ettiğimiz çikolataların tadında…

joannacatemiller.com

Kakao üretiminin ana gelir kaynağı olan ülkelerdeki yönetimlerin büyük çikolata üreticileri tarafından “susturulmuşlukları” çınlıyor kulaklarda… Görmezden gelinen çocuk ticareti, kuralsızlık, işgüzarlık… Hükümet yetkililerine göre o çocuklar “güya” tatillerini geçirmek için gelmişler ülkelerine!
Bu üreticilerin arasında hiç mi düzgünü yok? Kakao tarlalarını insana yakışır bir üretim anlayışı ile yöneten yok mu? Üreticiye büyük şirket mantığının getirdiği para ile zulüm etmeyen onlara hakkını veren, çalışma koşullarını iyileştiren, üretimi doğaya saygılı hale dönüştüren, kakao tarlalarında çalışan ailelerin çocuklarına eğitim ve kişisel gelişim fırsatları verenler yok mu?
Var tabii. Örneğin Green&Black!
1994’de “adil ticaret”sertifikası alan şirket sadece çikolata endüstrisine değil tüm gıda endüstrisine vizyonu ile örnek olmayı başarmışların arasında ilk sırada. O çok adını sanını duyduklarınız, market raflarında en sık karşılaştıklarınız bu sıralamalar içinde değil.

humantraffickinglaw.blogspot.com

Ambalajlarının üzerinde “adil ticaret” logosu olması lazım ki siz de bilesiniz o çikolatalar “ekşi” değil.
Gelgelelim “adil ticaret” büyük oyuncular için küresel rekabet ve parasal hırs karşısında çikolatanın tadını bozuyor!
Sonuçta, her bir “ısırıkta” damağımıza acı bir öykü yapışıyor.  Adı gibi: “bitter” . Ama “ekşisinden”

 

 

6 Responses
  • Dilek Emil
    Temmuz 16, 2012

    Merhaba Salim Bey,
    Konuyla ilgili olarak bundan bir süre önce CNN çok ayrıntılı bir program yaptı. Hatta ABD’de bir ilk okula giderek çocuklara kakaonun acı hikayesini anlatarak, yedikleri çikolatayı artık severek yiyip yiyemeyeceklerini sordular. Duygularını yapacakları bir resime yansıtmalarını da istediler. Belki hala ayrıntılı bilgi CNN internet sayfasından ulaşılabiliyordur. Ünlü çikolata firmalarının logoları da haber yapıldığı sürece sunucunun arkasındaydı. Programda şirketlerin üst yönetimine ulaşamadıklarını, bunun yerine şirketlerin birleşerek bir sözcü tayin ettiklerini anlatıyorlardı. İşin en acı yanı bu şirketlerin bazılarının BM Küresel İlkeler Sözleşmesini imzalamış olmaları….Ya da sürdürülebilirlik raporları yayınlamaları. Dediğiniz gibi adil ticaret daha da önemli hale geliyor. Şeffaflıkla uygulanırsa…..

    Dilek Emil için bir cevap yazın Cevabı iptal et

    E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir