Sign up with your email address to be the first to know about new products, VIP offers, blog features & more.

You are viewing Genel

Yeşil badananın faturası

Toplumun ekolojik duyarlılığının artması ile birlikte daha yoğun tartışır olduk “greenwashing” kavramını Yani yeşil badana veya yeşile boyamak olarak tanımlıyoruz. Ekolojik çevre ile ilgili tüm kabahatleri ve sabıkası ortada dururken, göstermelik ve eğlencelik başlığı altında değerlendirilebilecek birkaç çevre dostu faaliyetini basın bültenlerine dönüştürmekten yüksünmeyen markalardan ve şirketlerden söz ediyoruz. Geleneğe uyarak düzenli sürdürülebilirlik raporlarını üreten ancak çalışanlarının bu raporun içeriğine müstehzi bir ifade ile baktığı kurumlardan söz ediyoruz.

Uluslararası Standartlar ile mesleğin bir üst lige çıkma şansı yakalandı

By Posted on 0 No tags 0

PR Danışmanlığı mesleğinde uluslararası standartlar ve bağımsız denetim olarak tanımlanan mesleki bildirge ilk kez İngiltere’de bizim İDA’nın karşılığı olan PRCA tarafından 1997 yılında geliştirilmiştir. Aynı yıl Helsinki’de toplanan IPRA ,ICCO ve CERP mesleki örgüt kongrelerinde de halkla ilişkilerde kalite standartları ve ölçümleme ile ilgili ortak bir deklarasyon yayımlanmıştır.1998 yılında aralarında benim de Türkiye’yi temsilen bulunduğum mesleğin uluslararası örgütü olan ICCO tarafından PRCA çalışması benimsenmiş ve üyelik için “tek şart”

Başarı kriterlerinin metrikleri değişmeli

By Posted on 0 No tags 0

Sürdürülebilirlik kavramını maalesef çok geç keşfettik.  Günümüzdeki içeriği 1970’lerde de keşfedebilirdik. Beceremedik. Kulak asmadık. Hatta, bugün sürdürülebilirlik kavramının ortaya çıkmasının başlangıcı kabul edilen 1987 Brundland Raporundan bile habersiz sürdürülebilirlik stratejileri yönetmeye çalışıyor şirketler. Milat tabii ki Birleşmiş Milletler’in 1992 yılında gerçekleştirdiği RİO Konferansı.  Bugün samimiyetle sürdürülebilirlik politikaları yapmaya çalışan şirketlerin öncelikle o konferansta bir konuşma yapan 11 yaşındaki Everyn Suzuki’yi dinleyerek işe başlamalarını tavsiye ederim.

Ortak akıl değil “Yeni Akıl” üretmemiz lazım!

By Posted on 0 No tags 0

Gündemdeki tüm stratejileri, planları, niyetleri allak bullak eden iklim krizi var. Ertesi gün işinizi, aşınızı, kısacası hayatınızı nasıl etkileyeceğini bilmediğimiz bir dönemden geçiyoruz. Böyle bir dönemde eskiden yazılmış kurallar ve öğretilerin hiçbir belirleyiciliği yoktur. Ortak akıl değil “yeni akıl” üretilmesi sürecini keşfetmemiz lazım.

“Hayatta kalma” (survival) stratejilerine sırtımızı dayayabileceğimiz  bir pusula bulmamız lazım.

İletişim ve İlişkilere “ayar” veren CEO’lar

By Posted on 0 No tags 0

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki bir kurumun itibarının yönetilmesindeki sorumluluğun %88’i CEO’ların omuzlarında. Tüketicilerin satın alma ve tavsiye etme tercihlerinden, çalışan bağlılığına kadar birçok iş sonucunu doğrudan etkileyen itibar yönetimi performansında iki ana belirleyici ; iletişim ve ilişkilerin kalitesi. “Ne var ki bunda?” zaten yaşam bunlar üzerine kurulu değil mi şeklinde de düşünenlerimiz olacaktır ancak paydaşlarımız nezdinde ne kadar “güven” verici olduğumuz hem iletişim hem de ilişkileri nasıl yönettiğimiz ile doğrudan ilgilidir.

İklim Krizi Yöneticilerine Kadro Açın!

By Posted on 0 No tags 0

2020’nin ilk aylarında tüm dünyada Korona ile herkesi çaresiz bırakan Covid-19 gündemi kriz iken “kaosa” evrildi. Bir yandan normalleşme ile ilgili adımlar atılmakta (her ne demekse) diğer yandan açılım politikaları ile “kaldığımız yerden devam” gibi bir söylem gündemin üst sıralarında. Ancak toz bulutu dağılmış değil. Aşıların işe yararlılığının netleşmesine uzmanlar en az bir yıl daha var olduğunu söylüyorlar.