Sign up with your email address to be the first to know about new products, VIP offers, blog features & more.

STK’lar itibarlarını nasıl yönetmeli?

2013 yılından bir post ama hala güncel. Yeniden yayımlıyorum

Uluslararası Kaynak Geliştirme Danışmanı O.Güneş Yıldırım geçtiğimiz haftalarda Kadir Has ve Harvard Üniversitelerinin ortak evsahipliğinde düzenlenen bir panelde değindiğim hususları değerlendirmiş. Sivil Toplum Kuruluşlarının bir “marka” olması ve “itibarlarını” yönetmesi noktasında bir reçete vermiş ve STK’ların itibarlarının risk altında olduğu 12 maddeyi sıralamıştım. Sevgili Güneş Yıldırım,

Kurumsal iletişim çarşısında durum ortaya karışık

 

BM_2024_50+5_sk Yazının yayımlanmış halini buradan okuyabilirsiniz.

BrandMap’ın 55. sayısı için belirlediği kapak konusu çok isabetli seçilmiş. İletişim dünyasının kafasını en çok karıştıran konuların başında gelen kurumsal iletişim, bir zamanlar halkla ilişkilerde olduğu gibi nerede başladığı nerede bittiği belli olmayan kavramlardan biri oldu.

Kariyer sürecimin başlangıcında (1970’ler) işler çok basitti;

İtibar proje değil bir felsefedir

Yüzlerce Farfara’nın yeni bölümünde Salim Kadıbeşegil ile “İtibar Proje Değil, Yaşam Felsefesidir” ve dahası üzerine konuşuyoruz. FutureBright Group tarafından hazırlanan Yüzlerce Farfara’da pazarlama dünyasının gündemlerini, ülkenin çok konuşulan konularını, dedikodularını, trendlerini kendi bakış açımızla değerlendiriyoruz. İçerikleri sevdiyseniz beğenmeyi ve abone olmayı unutmayın. Konuğumuz; Salim Kadıbeşegil   / skadibesegil   Sunucularımız; Akan Abdula  

Tekmili birden bir yaşam öyküsü

Yıldızlar Holding için yayımlanmakta olan “Yıldızda Yaşam” dergisi kağsamlı bir söyleşiye yer verdi Yaz 2024 sayısında. Yayımlandığı şekliyle buradan okuyabilirsiniz.konK

Bugün sizi stratejik iletişim ve kurum itibarı yönetimi danışmanı olarak tanıyoruz ancak mesleğe gazetecilikle adım attığınızı biliyoruz. Bu ilk adım, bugün olduğunuz yerin temelini kurmak konusunda nasıl bir etki yarattı?

Teknolojinin itibarı “Mavi ekrana” Tosladı!

(*) BrandMap dergisinin Temmuz-Ağustos 2024 54. sayısı için yazılmıştır.)

19 Temmuz 2024 Cuma, “Kara Cumalar” arasında kendine özel bir koltuğa sahip olduğunun belgesi olarak tarihe geçti. Microsoft’un yönetimindeki bir yazılım güncellemesi ile küresel ölçekte yaşam neredeyse durdu! 3,2 Trilyon dolarlık şirket gün sonunda belki piyasa değerinden %3,7 kaybetti ancak dünyanın en saygın markaları arasındaki yerindeki kaybı bundan çok daha büyük.

İtibar yönetimin akordu nasıl yapılacak? (Deniz Sipahi)

Hürriyet yazarı Deniz Sipahi beni köşesine konuk etti:

DÜNYA değişiyor mu? Değişiyor. Bizler bu sürece ne kadar adapte olabiliyoruz, çalıştığımız şirketler, kurumlar? Adapte olanlar var, zaten onlar yollarına devam ediyor. Edemeyenler ise o kadar bariz bir şekilde fark ediliyor ki…

İtibar yönetimini Türkiye’deki en önemli ismine sordum.

İşin sırrı güncel “Etkileyici Paydaşlarda”…


İtibar yönetimi ile ilgili sunumlarımda kritik bir soruyu yönlendiriyorum beni dinleyenlere:

  • Kimi nezdinde itibarlı olmak istiyorsunuz?
  • Hangi özelliklerinizde algılanmak sizi itibar ligine taşır?

Çok belirleyici ve zaten “olmazsa olmaz” diyebileceğimiz bu soruların olması gereken cevapları maalesef uygulamalarda karşımıza çıkmıyor.

Uluslararası PR dünyası kalite çıtasını nasıl yükseltti?

(*) İstanbul Aydın Üniversitesi tarafından yayımlanmakta olan PR ATÖLYE dergisinin 8. sayısı için kaleme alınmıştır.

 1997 yılı başında PR dünyasında neler olup bitiyor merakı içinde şimdiki Google’ın işlevini yerine getiren Yahoo’da dolaşırken karşıma ICO International Communication Consultancies  Organization (O zamanlar tek ‘C’ ile yazılıyordu) çıktı.

Yeşilmişik!

Can Yücel’in “Yeşilmişik” şiiri yeşile ne kadar anlam ve derinlik katıyorsa sanırım “yeşil badanalama” yapan markalar ilkbaharın müjdecisi bu rengi o kadar karartıyorlar. Bu şiirle ısınan, sıcacık duygularımızın üzerine bir kova buzu boca eden anlayışın bakmayın yeşille sarmaş olduğuna gerçekte geleceğimizi karartıyor.

İnsanlık 20. yüzyılda tüketim kültürü oluşturmak ve buradan nemalanmak uğruna iklim değişikliği meselesi için bağırıp çağırdığı kadar insan haklarının yok edilmesine karşı ses çıkarsaydı inanın bugün bir iklim krizi gündemimiz olmazdı.

Kurum kültüründe varsa doğa dostu şirket olunur!

Yaşadığımız yangın ve sel gibi felaketler iklim krizinin ne denli sarsıcı ve etkileyici boyutta kapımızın önünde durduğunu gösteriyor. Sadece ülkemizde değil dünyanın dört bir köşesinde önü alınamayan doğal afetler insanlığın geleceğini tabii ki tehdit ediyor. Kendi ellerimizle ördüğümüz ve aymazlığımızla sıvadığımız bu felaketlere pansuman olabilecek yardımlar konusunda da kafalar karışık. Büyük can ve mal kaybının yanı sıra kendi doğal döngüsüne ne zaman kavuşacağını bilemediğimiz habitat için herkes bir şeyler yapmak istiyor.