Sign up with your email address to be the first to know about new products, VIP offers, blog features & more.

Canım Sıkkın!

Tarih boyunca insanlık “hukuku” sorguladı. Hak ve hukuk arasındaki gelgitler adaletle hesaplaşmak zorunda kaldı. Örneğin, eski çağlarda Krala karşı isyan başlatmanın cezası idamdı. İsyancılardan kaç tanesinin idam edilmesi Kral ve taraftarlarının vicdanını adalet battaniyesi ile örtmesine yetecekti? 10-20-200-500? Kaç idam adaleti sağlayacaktı?

Hukuk toplumsal yaşamın temel kurallarının hakça bölüşümü ile ilgili temel düzenlemeleri sağlasa da her zaman “adaleti” sağladığı tartışılır. Görebildiğim kadarıyla, eski Roma’dan bu yana “hukuk” ve “adalet” birbirlerinin ayaklarına basarak “hak” aramışlar. Veya aynı mahallenin değil karşı mahallelerin “yaramaz çocukları” olmuşlar

Hukukun toplum vicdanında karşılığının olması ister istemez yönetenleri “kendileri içinhukuk” sınırları içinde iktidarlarını sürdürmeye yönlendirmiş.

Yönetenler, hangi yönetim biçimi olursa olsun, hakim oldukları yasama ve yürütme organlarından tarih boyunca uyduruk kurallar manzumesini “yasa” diye topluma dayatmadırlar mı?

Bu uyduruk “yasalarla” toplumu “gütme” iddası, kağıt üzerinde “hukuk” elbisesi giydirilmiş bir “korkuluk” görüntüsü vermiyor mu?

Zaten sorun da bu…

Yani her şeyin hukuka uygun olması…

Ama hangi hukuka?

Toplum vicdanını kanatan hukuk adalet sağlamıyor!

Gazeteci Hakan Kara. Bana göre bu ülkenin aydınlık yüzlerinden biri.

Niye canım sıkkın?

Çünkü Gazeteci Hakan Kara, geçen yıl tahliye olduğu Cumhuriyet davası ile ilgili istinaf mahkemesinin verdiği karar nedeniyle bir yıl 23 gün daha yatmak üzere bu sefer Kandıra cezaevine gönderildi. Hayatı boyunca laik, demokrat, erdemli ve çağdaş bir dünyanın çeperlerini bilgisi, birikimi ve hatta Caretta Kaplumbağaları ile sıvazlayan bu örnek çevreci insan eşi Sinem’den, biricik kızı Ada’dan yine uzaklaştırıldı. Suç olarak kayıtlara geçen ve belge olarak mahkemeye sunulan iddialardan biri de onunla aynı süre aynı cezaevinde kalacak olan karikatürist Musa Kart’ın dediği gibi; yaz tatili rezervasyonu için ETS turu aramaları. “Meğer sahibi fetö’dan aranıyormuş. Biz ETS’den rezervasyon yaptırmaya kalktığımız için Silivri’ye gidiyoruz, ETS Turizmin sahibi Turizm Bakanı oluyor. Bayağı pahalı bir tatil bizim için” diyor Musa Kart!

İşte, tarih boyunca insanlığın adaleti sorguladığı hak ve hukuk bu davada Hakan Kara’nın karşısına çıktı. Tarih bunu böyle yazacak. Belki Hakan Kara bir yıl 23 gün daha yatacak ama birileri ömür boyu kendi zihinlerinde inşa ettikleri Silivri’lerde, Kandıra’larda yatacak!

Henüz yorum yok.

Ne düşünüyorsun?

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir