Sign up with your email address to be the first to know about new products, VIP offers, blog features & more.

Victor…

Yaşı daha 40 bile olmamıştı… Yaşamımı anlamlandıran insanların başında geliyordu. Onun sayesinde, geleceğe, dünyaya, insanlığa umut içinde bakıyor ve vizyonunun bir parçası olabilmek hepimizi mutlu ediyordu. Bu pazar Runtalya’da maraton koşacaktı. Buğday Derneğine destek sağlamak için. Koşma gerekçesini http://www.bugday.org/portal/haber_detay.php?hid=4385 mektubunda okuyabilirsiniz.

Victor’u kaybettik. Daha yapacak onca şeyi varken. Ansızın. Hiç beklemediğimiz bir anda! Daha yaşanılası bir dünyanın peşinden koşan herkesin başı sağolsun.
Anısına, Skylife Business’da 2009 Aralık’da yazdığım bir yazıyı paylaşıyorum.

 

Victor…

“Dünyanın önde gelen ekolojik ürün fuarlarından biri olan Biofach Amerika’yı düzenleyen New Hope Media tarafından ekolojik yaşam ve tarım alanında dünyada geleceğin beş liderinden biri seçilen kişi.”

“Ekşi Sözlük” Victor Ananias ile ilgili bu bilgiyi veriyor. “Dünyada geleceğin beş liderinden biri…”! Küresel ısınmanın, yok olan tarım alanlarının, alarm zilleri çalan su kaynaklarının, domuz gribinin oluşturduğu bir gündemin içinde Victor’la ilgili böyle bir sunuş profilini daha da önemli bir konuma taşıyor.

Wall Street duvarının çatlamasından sonra, ekonomide, siyasette, sivil toplumda hangi liderler bizi özlemini duyduğumuz “yaşam kalitesine” taşıyacak? Hangileri önümüzü görmemizi sağlayacak? Hangileri, gündemin kaotik, karmaşık görüntüsü ve içinden çıkılmaz toz bulutunun ardında gerçekten gelecekte nasıl bir dünyanın bizi beklediğini gösterecek?

“Dünyanın geleceğini etkileyecek 5 liderden biri”

Victor 1971 doğumlu. Babası Şilili. Çocukluğunda ailesiyle Bodrum’da doğal yaşamın izlerini sürmeye başladı. O yıllardan beri; ekolojik mimari, tarım, mutfak kültürü gibi konuların her biri ile ilgili konferanslar verecek düzeyde bilgi donanımına sahip oldu. Sadece ülkemizde değil, bu alanlarda uluslararası düzeyde “bilirkişi” konumunda bir kanaat önderi olarak tanımlanıyor. Ekolojik pazarlardan, ekolojik çiftliklere, organik tarım yasasından, tohumculuk çalışmalarına kadar ekolojik hayatın her yerinde Victor’un ve bir avuç Buğday gönüllüsünün izine rastlamak mümkün.

New Hope Media tarafından ekolojik yaşam ve tarım alanında dünyada geleceğin beş liderinden biri gösterilen Victor Ananias’ı yazı konumuz yapmamın nedeni, bu yüzyıla yön verecek liderler için bir ipucu yakalamış olmamızdan kaynaklanıyor. Çünkü, dünyamızın her konuda ihtiyaç duyduğu liderler, bu gezegenin ve insanlığın ortak değerlerini simgeleyen konulara odaklanmış, kendilerini bilgi ve birikim ile donatmış, paylaşıma açık, en sert rüzgarlarda bile eğilmeden, bükülmeden yürüyebilmiş, toplumun çıkarlarını her daim gözetmiş kişiler olarak tanımlanıyor. Victor gibi.. Victorlar gibi…

1984 Ocak ayında Apple Macintosh’un George Orwell’in 1984 isimli romanından esinlenerek uyarladığı reklam filmi enformasyon çağının başlama vuruşu oldu. 1989’da Berlin duvarının yıkılması ile 20. yüzyıla damgasını vuran sistemler domino taşları gibi devrilmeye başladı. 2009 Wall Street duvarlarının çatlaması ile 20. yüzyılın tüm değerler sistemi çöpe atıldı.

Siyasette, ekonomide, sivil toplumun düzeninde oyunun kurallarının yeniden belirlendiği bir dönemden geçiyoruz artık. “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” yaklaşımı bir anda gerçek oldu. Birleşmiş Milletler, IMF, Dünya Bankası gibi 1950’lerin gereksinimlerini karşılamak üzere oluşturulmuş kurumsal yapıların raf ömürleri çoktan doldu. Yani her şey “sil baştan”!

Bu yeni dönem doğal olarak kendi liderlerini toplumla tanıştıracak. Siyasette Obama, bir siyahın ABD Başkanı olabileceği gerçeği ile buluşturdu bizleri.  Ekonomide asırlık şirketlerin yerinde yeller eserken, 20’li yaşlardaki girişimcilerin birkaç yıl içinde geliştirdikleri iş modellerinin dünyanın en büyük şirketlerinin değerlerini fazlasıyla solladığını görüyoruz.

Bir yanda bunlar olurken, diğer yanda “sivil toplumun” etki gücü yükseliyor. Hatta “oyunun kurallarını onların belirlediği” gerçeği ile karşılaşıyoruz. Yeri geldiğine yükselen sesleri ile yüz milyonlarca ve hatta milyarlarca dolarlık yatırım projelerini durdurabildiklerine tanık olmaktayız. Eğer “bizler” sivil toplumun bir parçası isek, bu değişimin de mimarları arasında sayılıyoruz. Değilsek, değişimin rüzgarında bir köşeye acımasızca savruluveriyoruz.

Enformasyon teknolojilerindeki gelişme ve yaygınlık ile dünyanın hangi coğrafyasında olursa olsun insanoğlu; hakkaniyet, şeffaflık, hesap verebilirlik ve yaşadığı toplum ile tüm gezegene karşı sorumlu davranmanın arkasında birleşti. İnsanlık, ırk, din, dil cinsiyet ve kimlik ayrımı gözetmeksizin “aynı dili” konuşur oldu. Kültürel yok olmanın eşiğinden dönüldü. Bunu sivil toplum başardı. Şimdi, siyasette ve iş dünyasında Victor’lar lazım. Daha yaşanılası bir dünya için.

2 Responses
  • ömer kayalıoğlu
    Mart 3, 2011

    Salimciğim,

    Öncelikle dostu olarak senin ,sonra da geleceğe bakmasını bilen tüm insanların başı sağolsun.
    Belki de düşlediği dünyasına kavuştu,huzur içinde yatsın.

    Ömer

Ne düşünüyorsun?

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir