Sign up with your email address to be the first to know about new products, VIP offers, blog features & more.

You are viewing İtibar Yönetimi

Bir zamanlar “en itibarlı şirket” idi!

Johnson & Johnson. Dünyada işletme okutulan her üniversitenin “işte size örnek bir şirket” diye derslere konu edilen efsanevi şirket. İtibar araştırmalarında bir zamanlar “birincilik kürsüsü” ayrıcalıklı olarak onundu… 1942 yılında kaleme alınmış ve Credo” olarak tanımlanmış değerlerine sıkı sıkıya bağlı olması nice krizin içinden “itibarla”

GENRON: General Electric’te Neler Oluyor?

Bu Harry Markopolos alem adam. Finansal analist. Ama araştırmacı olanlardan. Kendisini ünlü saadet zinciri oyuncusu Harry Madoff’un alavere dalavereli işlerini kamuoyuna aktaran adam olarak hatırlıyoruz. Şimdi de gündeme General Electric’le düştü. Dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan GE’nin 38 milyar doları bulan yolsuzluklarını gündeme getiriyor ve bir zamanlar  iş dünyasının yönetim kılavuzu olan bu dev şirketin iflasın eşiğinde olduğunu söylüyor.

“İtibar Felsefedir” H B R Söyleşisi…

Harvard Business Review  Türkiye Temmuz 2019 sayısında toplam 6 sayfalık bir söyleşim yer aldı. Söyleşinin yayımlandığı şekilde yer alan versiyonu yazının altındaki eklerde yer alıyor. Kendilerine bu kadar kapsamlı yer verdikleri için teşekkür ediyorum.

İtibar kavramı üzerine uzun zamandır çalışmalar yapıyorsunuz. Özellikle son 10 yılda bu konsept nasıl bir gelişim gösterdi?

5D İtibar Yönetimi / Haluk Ziya Türkmen yazıyor

Yaşam ve kariyer yolculuğunu birlikte yaptığımız dostlardan ” Patronlar, CEO’lar ve Üst Düzey Yöneticiler için KURUMSAL DERSLER” başlıklı son kitabıma yorum, eleştiri ve katkılar gelmeye devam ediyor. Bir çoğunu burada bulabilirsiniz. Bunlar arasında, yönetim danışmanı Haluk Zya Türkmen oldukça kapsamlı bir değerlendirme yapmış ve gerçekten bir “kitap özeti”

Markaların İç Dünyası: Markalar Birbirinin Yüzüne Nasıl Bakar! Aralarında Ne Konuşurlar? Yüzleri Kızarır mı?

Markaların duyguları olmadığı ama buna rağmen tüketicileri duygularından yakalamaya kalkmaları benim hep farklı bir pencereden markalar dünyasına bakmama neden oldu. Özellikle de büyük marketlerde reyonlar arasında dolaşırken birbirinden işlevsel olarak pek de farklılaşmayan markaların raflarda yan yana veya karşı karşıya iken birbirleriyle konuşup konuşmadıklarını merak eder dururum. Konuşuyorlarsa nelerden söz ederler? Dedikodu yaparlar mı?

CEO’lar O Koltuklarda Hangi Çivilerin Üzerinde Oturuyorlar?

Fırsat buldukça kurumların hizmet kalitelerini gözlemler, “iyileştirebilecekleri” alanlarla ile ilgili onlara geri bildirimde bulunurum. Bu kurumlar böyle bilgileri elde etmek ve rekabette fark yaratmak için her yıl araştırmalara çok ciddi para harcamakta. Oysaki çözümler burunlarının ucundadır. Bir örnek vermek gerekirse, THY’na bir yolcu deneyimi ile ilgili geri bildirimde bulundum.