Sign up with your email address to be the first to know about new products, VIP offers, blog features & more.

You are viewing Genel

Herkesin Bir Alaçatısı Var!

Alaçatı Tasting 2018 (Fotoğraf Zafer Çeliksan)

2008 Ağustos ayından beri yaz-kış yaşamakta olduğum Alaçatı ile ilgili gelen farklı taleplere cevaben yazılar yazdım. Bu yazılarım genellikle “Ben Alaçatı’da ne yapıyorum” sorusunun cevabını hedefleyen yazılardı.
En son Alaçatı Turizm Derneği ve Çeşme Belediyesinin ortaklaşa ortaya koyduğu ve gürültü kirliliğine dikkati çeken “alacati75desibel”

#alacati75desibel

Alaçatı Turizm Derneği’nin başlattığı #alacati75desibel kampanyasına tanık olmuş olabilirsiniz. Çeşme Belediyesinin de destek verdiği bu kampanya sezon öncesi aslında tüm turizm bölgelerimiz için “kötüye gidişat” olabilecek her konuda sivil toplumun kararlılığını bir sınavdan geçiriyor.

Ortada bir sorun var…
Popüler turizm beldemiz Alaçatı’da bazı işletmeler, diğer bazı işletmeleri ve belde sakinlerini “yok”

IMAGE neden kapandı?

Ülkemizin köklü halkla ilişkiler şirketlerinden IMAGE kapandı.  Kapanışı , 1980’lerden bu yana imza attığı işler gibi sansasyonel oldu. Kapanış iletişimi ile ilgili iletişim sorunları yaşandığı açık. Her gün onlarca şirket kapanıyor. Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik ortam şaşırtmıyor. Ama işi “iletişim yönetimi” olan bir şirketin kapanışı ile ilgili “iletişim kazaları”

Ufak Tefek İletişim Kazaları

Bahar yorgunluğundan mıdır nedir, epeydir başlıklarını taslak olarak not aldığım ama bir türlü elim varıp da yazamadığım konular var. Bugün sosyal medya taraması yaparken gördüm; gazeteci dostum Ahmet Çelik her biri iletişim dersi niteliğinde gözlemlerini aktarmış. Özellikle genç iletişimcilerin yararlanabileceği türden. Ben de noktasına dokunmadan paylaşayım ve blogumda arşivleyeyim dedim.(Okunma tarihi 30/04/2018) Teşekkürler @ahmetcelik…

Rekabet insanla yapılır!

Endüstri 4.0 diyorlar… Tarımsal alışkanlıkların buharlaşması insanlık tarihinde sanayileşmenin düdüğünü çaldı. Mekanik üretim sistemleri “ben bu işi yalnız yapamam” deyince 2. sanayi devriminin ışıkları elektrikle yandı ve bir otomasyon sistemi sanayinin kılcal damarlarına hakim oldu.

Dijital devrim kaçınılmazdı. Belki George Orwell bunu daha 1940’lı yıllarda öngörmüştü ama,

“Influencer marketing” ne kadar “etkili” ? (*)

Son diyeceğimi baştan söyleyeyim: “Kaç paraysa verelim ben de bir ‘influencer’ olayım” diye bir şey yok tabii!

Bunları yazmama neden olan olay geçtiğimiz haftalarda henüz üniversite üçüncü sınıfta okumakta olan bir genç arkadaşımla yaptığım konuşma;

– “Okul bitince ne olacak?”
– “Influencer” olacağım…