Sign up with your email address to be the first to know about new products, VIP offers, blog features & more.

Tag Archives adalet

Kapitalizmin Ergenlik Çağındaki Çocuğu; İmmigirasim

Kapitalizm kimin çıkarına hizmet ettiği tartışma dışı kalmış bir bukalemundur! Yoksulluğun ve gelir-gider farkının simgesi olan %1 ile tescillenmiş kapitalizm olgusunun mirası -diğer fenalıkları şimdilik bir kenara bırakacak olursak- üç temel başlık altında bu yüz yıla devredildi. 

İlki tabii ki paranın ahlak, etik ve vicdan kavramlarını halının altına süpürüp bir “değer”

Yeni Nesil Sosyal Sorumsuzluk!

Günümüzde olur olmaz her şeyin başına bir “yeni nesil” – ne demekse- sözcüğü eklenir oldu ya. Ben de bu moda kavramın gerisinde kalmayayım dedim. Yeni nesil okul, yeni nesil kahve, yeni nesil meyhane, yeni nesil kitapçı, yeni nesil spor… Yeni nesil müzayede bile var. O zaman benim de yaşamın kendisine karşı olan sorumlulukları umursamadığımız gerçeğinden hareketle “Yeni Nesil Sosyal Sorumsuzluk” diye bir şey uydurma hakkım var diye düşünüyorum.

Amazon’un kapısından girerken ayakkabıları çıkartmayı unutmayın!

2007 yılında perakende zinciri bir yerel marketin yönetim kurulu toplantısına davet edildik. Danışman bir arkadaşımla gittiğimiz Anadolu kentinin önde gelen markalarından birinin yönetim binasına ev sahiplerimiz önde biz arkada gidiyoruz. Yönetim kurulu odası binanın ikinci katında. Tam kapıdan gireceğimiz sırada ev sahiplerimiz kapıda ayakkabılarını çıkardı. Ve tabii biz de!

Rekabet insanla yapılır!

Endüstri 4.0 diyorlar… Tarımsal alışkanlıkların buharlaşması insanlık tarihinde sanayileşmenin düdüğünü çaldı. Mekanik üretim sistemleri “ben bu işi yalnız yapamam” deyince 2. sanayi devriminin ışıkları elektrikle yandı ve bir otomasyon sistemi sanayinin kılcal damarlarına hakim oldu.

Dijital devrim kaçınılmazdı. Belki George Orwell bunu daha 1940’lı yıllarda öngörmüştü ama,

Sorumluluklarımızdan Sorumlu Olmak!

Kasım ayının ilk yarısında MediaCat tarafından düzenlenen Brand Week organizasyonundaydım. 9 Kasım Perşembe sabahı da “Sorumluluklarımızdan Sorumlu Olmak” başlıklı konuşmam ile katılımcıların karşısına çıktım. Oldukça kapsamlı olumlu tepkiler aldığım konuşmamı izleyemeyenler için burada paylaşmak istedim…

“İlk sürdürülebilirlik kartviziti”

Hayatımda üzerinde sürdürülebilirlik direktörü yazan ilk kartviziti 2001 yılında San Francisco’da düzenlenmiş olan uluslararası bir kongrenin kahve molasında küresel bir şirkette görev yapan meslektaşımdan aldım.

Gezegenin kırmızı çizgisi bizde hangi renk? (*)

İklim değişikliği ve küresel ısınma iş dünyasının ne kadar gündeminde bilemiyoruz ama RepMan İtibar Araştırmaları Merkezi’nin bu yıl 6. sını düzenlediği forumda paylaştığı bilgiler oldukça çarpıcıydı. Merkez adına ZENNA Kurumsal Marka Araştırmaları ve Danışmanlık tarafından gerçekleştirilen araştırmanın en önemli bulgularından bir tanesi kanaat önderlerinin % 63 oranı ile şirketleri sürdürülebilirlik meselesinde “samimi” bulmamaları olarak karşımıza geldi.

Markalar siyasete bulaştı!

Brandmap Mart 2017 sayısı için markalar siyaset ilişkisini kaleme aldım. Yazının pdf kopyasını buradan okuyabilirsiniz.SK-BM13

 

Tüketiciler markalar karşısında zaman zaman “boykot” silahına başvurur. “Görürsün gününü” anlamında markalara ders vermenin uygulamadaki yansıması olan boykotlar markaları gerçekten hizaya getiriyor mu, tartışılır. Üründen ve marka vaatlerinden kaynaklanan sıkıntılar nedeniyle boykotla taciz edilen markalar belki kendilerine ”çeki düzen” verip yollarına devam ederler.

Hakimler, Hekimler, Hakemler ve CEO’lar… (*)

 

TEİD tarafından üç ayda bir yayımlanmakta olan IN dergisinin Kış 2017 sayısında yer alan yazımı blogumda paylaşıyorum. Yayımlandığı hali ile TEID KIŞ 2017 buradan  okuyabilirsiniz.

 

Kırmızı Düğme

Önce bir canlandırma; ileri teknoloji harikası bir kumanda masasının tam ortasında bir “kırmızı düğme” var.

Bu patronlar şirketleri babalarının malı sanıyor!

Türkiye Etik ve İtibar Derneği’nin üç ayda bir yayımlanan IN Dergisine düzenli yazmaya çalışıyorum.  İlkbahar 2016 sayısı için kaleme aldığım yazının başlığı “Bu patronlar şirketleri babalarının malı sanıyor”… Yayımlanmış hali ile buradan “patronlar” düz yazı olarak aşağıdan okuyabilirsiniz.  Güzel okumalar

Salim Kadıbeşegil