Sign up with your email address to be the first to know about new products, VIP offers, blog features & more.

You are viewing Oyun Bitti

Çetin Altan

Önce kızım Pırıl aradı. Sonra  İzmirli gazeteci arkadaşım Elvan Feyzioğlu… Haziran’dan bu yana sorup soruşturuyordum; neden Çetin Altan yazıları artık çıkmıyordu? Nebil Özgentürk bile “Vallahi bilmiyorum Salim” demişti. Gerisini tahmin etmek zor değil tabii…
Benim için Çetin Altan yazısı yazmak çok zor olmalı. Ama kayıtlarıma geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Her insanın hayatında her zaman Çetin Altan’lı anıları olmuyor.

Ya Kuşlar Rüzgar Güllerine Çarparsa!

Bir “e-kitap” yayımladım. Blogumdan ücretsiz indirebilirsiniz.
Öyküsünü kısaca önsözde anlattım. Burada da yer vereyim…
2011 yılının son aylarına doğru son kitabım Oyun Bitti üzerine  çalışıyordum. 35. Versiyon olmuştu ki kod adı “Ya kuşlar
rüzgâr güllerine çarparsa” idi… Yenilenebilir enerjinin ana
kaynaklarından biri olan rüzgârları enerjiye dönüştüren o devasa
kollar artık her taraftaydı.

Hesap Lütfen…

Bu yazı “hesap verilebilirliğin” kaçınılmaz olarak değerler hiyerarşisinde tek başına üst sıralara tırmanmakta olduğunu vurgulamak için İç Denetim Enstitüsü’nün dönemsel yayının kış 2015 sayısı için kaleme alınmıştı.Değerler basamağında hızla “bir numaraya” çıkmakta olan “hesap verilebilirliğin” önemini vurgulayan yazı aslında, ekonomiden siyasete, toplumsal duyarlılıklardan bireysel davranışlara kadar hepimizi yakından ilgilendiriyor.

Lekeli Markalar!

Türkiye Etik ve İtibar Derneği’nin yayın organı IN Magazine’in yaz dönemi sayısında yer alan “Lekeli Markalar” başlıklı yazımı paylaşıyorum. İyi okumalar…

 

“Yuvarlak topun köşeli skandalı“. Başlık Ertuğrul Özkök’e ait.  Hürriyet gazetesinde kendi köşesinden bağımsız FİFA’da olup bitenleri masaya yatırdı. Chuck Blazer’den söz ediyor Özkök.[1]  Parayı nasıl kazandığından çok nasıl harcadığı ile tanınan ve bir zamanlar Türkiye adına Amerikan Kongresinde lobi faaliyetlerinde bulunan bir isim olarak hatırlanıyor.

Dünyayı Sanat Kurtaracak

012Geçen hafta İstanbul’da kaldığım otelden çıkar çıkmaz okumadan geçme ihtimalim olmayan bir afiş beni farklı bir yerlere taşıdı.  “Dünyayı savaş değil Sanat kurtaracak” yazıyordu. Hafta boyunca İstanbul’da düzenlenmesi planlanan sanatsal etkinliklerle ilgili bir duyuru idi.
Maalesef etkinlikleri  izleyemedim. İzmir’e geri dönmek zorundaydım. Ama iki not almışım kendime. Bir tanesi,

Kedilerin itibarından Kaliforniya’nın su kesintilerine

Kediler kedi olalı hiç “Kara Salı” olarak tarihe geçen elektrik kesintilerinin olduğu günkü kadar itibar görmediler!
Şımartılmadılar.
Önemsenmediler.
Sosyal statüde bir aslanın bile kıskanacağı seviyeye geldiler!
Sosyal medya üzerinden dönen şakalar, espriler, görseller aslında ne kadar ciddi bir sorun ve hatta tehlike altında olmamıza karşın içimizdeki yaratıcılığı nerelere kadar taşıdı
Kediler üzerinden dönen “geyik”