Sign up with your email address to be the first to know about new products, VIP offers, blog features & more.

Tag Archives CEO

Bugünkü iletişimcilerin talihsizliği yönetimde söz sahibi olamamaları

 

Campaign Türkiye

Campaign Türkiye ile yapmış olduğum ve Kasım 2018 sayısında yayımlanan söyleşinin tamamını buradan okuyabilirsiniz. 

Campaign Türkiye Kasım 2018

“…Sektör olarak baktığımda Türkiye ile dünyanın gündemi arasında ciddi bir fark göremiyorum. İş dünyasına karşı bir güven bunalımı var.

Kapitalizmin Ergenlik Çağındaki Çocuğu; İmmigirasim

Kapitalizm kimin çıkarına hizmet ettiği tartışma dışı kalmış bir bukalemundur! Yoksulluğun ve gelir-gider farkının simgesi olan %1 ile tescillenmiş kapitalizm olgusunun mirası -diğer fenalıkları şimdilik bir kenara bırakacak olursak- üç temel başlık altında bu yüz yıla devredildi. 

İlki tabii ki paranın ahlak, etik ve vicdan kavramlarını halının altına süpürüp bir “değer”

Amazon’un kapısından girerken ayakkabıları çıkartmayı unutmayın!

2007 yılında perakende zinciri bir yerel marketin yönetim kurulu toplantısına davet edildik. Danışman bir arkadaşımla gittiğimiz Anadolu kentinin önde gelen markalarından birinin yönetim binasına ev sahiplerimiz önde biz arkada gidiyoruz. Yönetim kurulu odası binanın ikinci katında. Tam kapıdan gireceğimiz sırada ev sahiplerimiz kapıda ayakkabılarını çıkardı. Ve tabii biz de!

Rekabet insanla yapılır!

Endüstri 4.0 diyorlar… Tarımsal alışkanlıkların buharlaşması insanlık tarihinde sanayileşmenin düdüğünü çaldı. Mekanik üretim sistemleri “ben bu işi yalnız yapamam” deyince 2. sanayi devriminin ışıkları elektrikle yandı ve bir otomasyon sistemi sanayinin kılcal damarlarına hakim oldu.

Dijital devrim kaçınılmazdı. Belki George Orwell bunu daha 1940’lı yıllarda öngörmüştü ama,

Şirketler Aldıkları Sorumluluklar Kadar İtibarlı Olabilirler (*)

Bugünlerde bir kitap okuyorum: “Pratik Yönetim Felsefesi”… Yazan Konosuke Matsushita. Yani 20. yy’ın en yenilikçi ve yaratıcı markalarından biri olan Panasonic’in kurucusu.

1894 Wakayama/Japonya doğumlu olan Matsushita’nın tek kitabı değil tabii ki bu okuduğum. Diğerlerine internet ortamında göz attım. Özünde “başarı” odaklı yönetim felsefelerinin günlük hayatın içinde hangi karar ve süreçlerde oluştuğunu pratik olarak anlatan bir deneyimler paylaşımı yazdıkları…

Hasan Yılmaz’ın Maaşı Neden Artırıldı?

Evet merak ediyordum; Hasan Yılmaz’ın maaşı neden artırıldı? Eski maaşının ne olduğu ve ne kadar artırıldığı ile ilgili bir merakım yok! Aslında merakım Hasan Yılmaz ve maaşı  da değil! Merakım, Pegasus Hava Yolları’na ait Ankara-Trabzon seferini yapan PC 8622 sefer sayılı Boeing 737-800 tipi yolcu uçağının pistten kayması ve denize 25 metre kala durması ile ilgili nasıl bir kriz yönetimi yapıldığı ile ilgili…

Halkla İlişkiler Yüksek Lisans Programı Olmalı!

Engineers Australia

Geçtiğimiz haftalarda İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanlığının ev sahipliğinde gerçekleştirilen “paydaş toplantısına” katıldım. Başka okullar yapıyor mu bilmiyorum ancak gerçekten son zamanlarda katıldığım en verimli ve kalite düzeyi yüksek bir organizasyondu. Öğretim üyeleri, sivil toplum kuruluşlarının yetkilileri, medya mensupları, sektörün tüm dallarından temsilcilerinin oluşturduğu sayıca az ama nitelik olarak yüksek katılımlı bir toplantıydı.

Temel Aksoy’un Kitabı

Temel Aksoy’un uzun yıllardır beklediğim kitabı çıktı. “Efsaneler ve Gerçekler”; “Pazarlama Nasıl Yapılır?” başlığı ile çıkan kitabı iki kez okudum. Ama üçüncü okumayı hak ediyor.

Kitap içeriğine yönelik ayrıntılı görüşlerimi aktaracağım ama; tasarım, görsellik, rahat okunabilme, referanslarla içeriği ilişkilendirme gibi genellikle ihmal edilen hususları dikkate aldığımızda birinci sınıf bir iş olarak değerlendirilebilir.

Kurumsal değerleri “Checklist” gibi kullanabilsek…

2000’li yılarla birlikte şirket organizasyonlarında karşımıza çıkan etik, uyum, iç denetim, iç soruşturma ve benzer amaçlara hizmet etmekle kendilerini adamış kavramlar yumağı içinde bocalamaya başladık. Genellikle sorun “kaş yapayım derken göz çıkartmak” olarak değerlendirebileceğimiz amaç-niyet-sonuç üçlemesinde kilitleniyor.

Rüşvet, yolsuzluk, suiistimal, ihmal ve sayabileceğimiz diğer davranışların neden olduğu hasarın maddi tarafı bir kenara bırakılsa bile “duygulara” yansıyan esintileri uzun yıllar o kurumun itibarını sıkıntıya sokabilir.