Vicdan Ayak İzimiz: Yaşama Anlamlı Bir İz Siz de Bırakabilirsiniz’.
Amazon’da satılıyor, Cinius Yayınları çıkarmış.
Ve bence bu kitap sadece Türkiye’de değil, dünyanın pek çok yerinde okunmayı hak ediyor.
Çünkü dünyada da durum çok farklı değil.
İş dünyası etikten söz ediyor, şirketler ‘değerlerimiz’ diye slaytlar hazırlıyor, liderler ‘vizyon’ dolu cümleler kuruyor.
Ama kriz gelince ilk atılan, gözden çıkarılan da o değerler oluyor.
Kadıbeşegil’in yeni kitabı bu ikiyüzlülüğe karşı bir çağrı.
İster maaşlı bir çalışan olun ister bir şirketin tepe yöneticisi, herkes için bir vicdan aynasıdır.
Kitapta sürdürülebilirliğin sadece çevresel değil, aynı zamanda ahlaki bir mesele olduğu vurgulanıyor.
Çünkü gerçek etki yaratmak istiyorsan önce vicdanlı olacaksın, dürüst olacaksın, adil olacaksın.
Ve geride bırakacağın mirası düşünerek hareket edeceksin.
Salim Kadıbeşegil’in yıllardır verdiği ders budur.
“İtibar son nefese kadar süren bir sınavdır.”
O yüzden bu kitabı bir yaşam dersi, bir vicdan manifestosu olarak okuyun.
Bizim kuşak yüzü kızaran kuşaktı
BİZ hata yaptığımızda, birinin hakkını yediğimizde ya da sözümüzde duramadığımızda yüzümüz kızarırdı. Mahcup olurduk. Başımızı öne eğerdik. Özür dilemeyi bilirdik. Bunu bir eksiklik değil, insan olmanın şartı sayardık. Çünkü bizim kuşakta ‘ayıp’ diye bir kavram vardı. Bundan korkardık.
Bizim kuşak yüzü kızaran kuşaktı
BİZ hata yaptığımızda, birinin hakkını yediğimizde ya da sözümüzde duramadığımızda yüzümüz kızarırdı. Mahcup olurduk. Başımızı öne eğerdik. Özür dilemeyi bilirdik. Bunu bir eksiklik değil, insan olmanın şartı sayardık. Çünkü bizim kuşakta ‘ayıp’ diye bir kavram vardı. Bundan korkardık.
Ama şimdiki dünyada ayıptan utanmak ‘zayıflık’ gibi görülüyor. Hata yapan değil, hatayı en iyi pazarlayan öne çıkıyor. Vicdanın sesi kısılıyor, PR’ın sesi yükseliyor. Özür dilemek küçüklük sayılıyor. İnsanlar yüzlerinin kızarmasından değil, yakalanmaktan korkuyor. İşte tam da bu yüzden, vicdanı olan, hatasını gören, yüzü kızarabilen insanlar bu dönemin en kıymetli serveti haline geldi.
Salim Kadıbeşeğil’in şu itibar manifestosu gerçekten önemli…
Ne düşünüyorsun?