“BİR ŞİRKETİN GENEL MÜDÜRÜ ya da üst düzey yöneticilerinden biri olabilirsiniz. Ya da bir reklamcı, halkla ilişkilerci ya da pazarlama yöneticisi… Fabrikalar, tesisler, baraj hesaplamaları yapan bir mühendis veya konut tasarımı yapan bir mimar… Tesisatçı, tornacı, marangoz, hatta “son ütücü”! Finans uzmanı, kimyager, doktor, laborant, kurumsal iletişim ya da insan kaynakları uzmanı veya henüz daha adını bile duymadığımız binlerce meslekten biri içinde kariyerinize “anlam” katacak bir yolculuk yapıyor olabilirsiniz.
Salim Kadıbeşegil
17…69…148… Hangisinin peşinden koşmaya değer…
Türkiye dünyanın en büyük 17. Ekonomisi…
İlk 10’a girmeyi hedefliyor!
Küresel rekabetin ana belirleyicisi olan inovasyonda ise 69. Sırada.
Ama bir de 148. Sırada olduğu bir konu var.
Basın özgürlüğünde 148. Sırada!
Bu listede, Jamaika ilk 20’de… Kosta Rika 19, Namibia 21, Surinam23, Mali 25, Nijer 29.
OLUŞUM Dergisi dostları Fahrünnisa Kadıbeşegil’i anıyor
BEŞİKTAŞ BELEDİYESİ’NİN “USTALARA SAYGI” PROGRAMI ÇERÇEVESİNDE
21 ARALIK 2011 ÇARŞAMBA GÜNÜ SAAT 20:00’DE
AKATLAR KÜLTÜR MERKEZİNDE BİR ANMA PROGRAMI DÜZENLENİYOR.
DAVETLİSİNİZ…
“%99” ÜSTÜ KALSIN DEDİ!
Deprem Sonrası Acı Gerçek: Güvensizlik
Van depremi ile bir kez daha gördük. Toplumsal yaşamın tüm kılcal damarlarında “güven” sorunumuz var!
sedatyelkenci.com
İçinde yaşadığımız binalara güvenmiyoruz. Müteahhitler malzemeden çalmış olabilir. Başımıza her an göçebilir.
Hasarlı bina tespitlerine güvenmiyoruz.
Okullarımıza, hastanelerimize güvenerek gidemiyoruz. Hasar durumları ortada.
Yardımlar topluyoruz,
“Sanat bir YAŞAM… Yaşamsa sanıldığı kadar SANAT değil”
“Sanat başlangıçta bir sevme işidir.
Ağacı, çiçeği, hayvanı, insanı… İşte resim bu sevme işini söyleme şekillerinden biridir.
Ve sesli düşünmenin görsel karşılığıdır diyebiliriz. Ama hep devinim içindedir. İnandığı
değerler için ve değerler adına yaratır.
Sanat sürekli aramak ve değişmek demektir.
Üniversitelerin kalitesi ya da kaliteli üniversiteler
Yeni bir öğrenim yılı daha başlıyor üniversitelerimizde. Bir sınav maratonun sonrasında üniversitelerimiz “iyi puan” almış öğrenci avındalar. Buzdolabı çamaşır makinası, margarin veya deterjan promosyonlarında olduğu gibi;
Kendilerini seçkin öğrencilere beğendirebilmek için;
Aylardır kılı kırk yaran kampanya programlarını hayata geçirdiler!
Kimisi diz üstü bilgisayar veriyor, kimisi i-pad!
Burslar zaten veriliyordu,
Şike!
Birden sarsıldık. Yer sanki yerinden oynadı. 7.7 miydi?
Belki daha da büyük. Tsunami dalgalarını bekliyoruz. Hangi fay hatlarının
kırıldığını şimdilik bilmiyoruz. Kaç kilometre derinliklerde olduğu konusunda
da bir fikrimiz yok. Artçı sarsıntılar ardarda geliyor. Adını “şimdilik” şike
koydular!
Futbolla yatıp futbolla kalktığımız bir dünyada,
Yeni Anayasa
2008 yılında Türkiye Kurumsal Yönetin Derneği’nin yayın organına yazdığım bir makalenin başlığı; ‘Küresel ilkeler sözleşmesi Türkiye’nin Anayasası olsa…” idi.
Genel seçimler bitti.. (mi?)
Ekim’de yeni TBMM açılacak…
İlk ele alınacak konuların biri, seçim döneminde tüm partilerin bir şekli ile gündeme getirdikleri yeni “Anayasa” konusu olacak.
Fukushima’dan Kütahya’ya!
Tarih Fukushima’yı nasıl yazacak? Hani, güneş, rüzgar ve
suyun dışında enerji üretimine ihtiyaç duyulmayacak dönemlerde insan neslinin
varlığını tehdit eden “insanların”, teknoloji ve ihtiyaç diye iteledikleri Fukushima’ları tarih küresel ahlâkın neresinde sorgulayacak?
Peki, Kütahya’da altın ve gümüş madenlerinde yapılan
çalışmalar nedeniyle kullanılan siyanürün depolandığı havuzun çökmesi nedeniyle
zehirin yeraltı sularına,